Her kadın değil, yalnızca asil kadınlar susarak giderler. Ne bir feryat, ne ciyak ciyak bağırış… Büyük bir sükûnet içinde giderler.
Onların sözleri çoktan bitmiştir. Kurtarmak için çok çabalamışlar, çok konuşmak istemişlerdir, ama bazı erkekler tüm bunları dır dır olarak görmüş, kadınların isyanını görmezden gelmişler ve dinlemek istememişlerdir. Üstelik bir de kıskançlıkla itham etmişlerdir bir zamanlar uğruna ne diller döktükleri kadınlarını.
Bazı kadınlar mağrurdur… Susarlar… Bir şey demezler… Çünkü karşılarındaki bazı erkekler anlamazlar onların hassas yüreklerinin ne demek istediklerini.
İşte bu yüzden Cemal Süreya’nın da dediği gibi; ” Kadınlar susarak gider”.
Çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der. Erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. Ertelenir o konuşmalar, maç bitimine, yemek sonrasına ve daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir.
Kadınlar inatçıdır, hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar. Bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar. Sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır. Genellikle ne cevap alır? Abuk sabuk konuşma! Gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır. Yine bir sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez.
Bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının. Yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. Daha önemlisi, o adamı hala seviyordur.
Kadın susarak gider!
En önemli detaydır, erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir. O gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir. Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir. Yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir. Kadın, gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı, kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir. Her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz ama bir kadın sessizce gider. Ne mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadındır. Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir.
CEMAL SÜREYA ”
Ve öyle de yaparlar asil kadınlar, susarak giderler. Ne feryat, ne ciyak ciyak bağırış… Susarak giderler…
İncinmiştir artık. Yorulmuştur… Her şeyi göze almış ve içine gömüp sevgisini çekip gitmiştir. Ona kalan sadece anılar, yaşanmışlıklardır. Sessizce… Kabullenişle… Gururla… Dimdik ayakta çekip gitmişlerdir. Ne acıma…. Ne bir övgü… Ne bir sövgü… Ne bir serzeniş…. Bunları beklemeden ve de yapmadan… Yüz göz olmadan… Asilce…
Asil kadınlar susarak gider…
Susmaları çok şey anlatır aslında. Duymasını bilene…
Yalnız erkeklerden mi gider asil kadınlar? Asilse eğer, zaten yanında olmayı haketmeyen kadın arkadaşlarından da uzaklaşırlar. Mahalle ağızlı didişmelere girmeden. Kırmışsa kalbini hemcinsi, önceleri konuşarak halletmeye çalışır aralarındaki sorunu. Sözlere döker kırılmışlığını… İncinmişliğini… Sorar sorun yaşadığı arkadaşına ”nerde hata var” diye… Bakar karşısındaki onu dinlemiyorsa… Susar… Çirkefleşmeden bitirir ne varsa… Arkasına bakmadan çeker gider.
Gemileri yakmıştır çünkü. Son sözü hemcinsi söylemiş ve eğer bayağılaşmışsa hele….
Asil kadınlar susarak gider…
Duymasını bilene… Susmayı anlayana…
Bircan OĞANKUL
02/04/2012
güzel yürekli can dostum, yine mükemmel bir yazı..sağol varol..Cemal Süreyya beyefendinin yazısınıda araya serpiştirmen çok etkileyici olmuş.. beğendiğim iki kalemden mükemmel bir yazı çıkmış..
eline yüreğine sağlık.. iyi ki varsın
Ne güzel ve anlamlı bir yazı, güzel yüreciğine sağlık arkadaşcığım. Epey aradan sonra nihayet geldin, İyiki geldin, hoş geldin, sefa geldin.
Çok teşekkür ederim, dostlarım. Canlarım…Sizler de iyi ki varsınız ve kendimi hiç yalnız hissetmememi sağlıyorsunuz.
birtanem kalemine yüreğine sağlık yine çok güzel döktürmüşsün harika bir yazı olmuş.