Bir şiir yazayım dedim. Şiirlerden kovulduğum, şiirlerden silindiğim geldi aklıma. Vazgeçtim. Şeytanı, yazdıklarımı sildiğim için bana gülerken buldum. İki kovulmuş aynı masada içtik. Birimiz cehennemi, birimiz cenneti içtik. İkimiz de sarhoş olduk.
Nefes aldım, yazmaktan men edildiğim şiirin yerine zoraki. Ama bazı havalar beni boğuyor. O yüzden o havalarda olabildiğince az nefes almaya çalışıyorum. Çünkü aldığım her nefes bir çift el gibi boynuma yapışıyor.
Mesela güneşli havaları sevmiyorum hep bir bulut olsun istiyorum semada, başımın üstünde. Birbirimizi örtelim istiyorum. Beni örtsün istiyorum. Seni saklasın istiyorum. Gözlerimi kırpmıyorum, güneşli havalardaki gibi. Huzurlu hissediyorum.
Çünkü bilirsin, her göz kırpışa farklı bir anlam yüklerim, anlamsız olanlara da.
Bir şiir yazayım dedim, senin sevmeme olasılığın geldi aklıma. Kendimi denizlere atmak istedim. Atmak istedim bende ne varsa senin sevmediğin.
Düşündüm neden sevmem güneşli havaları diye. Belki güneş bu kadar cüretkâr diye. Belki bulutlar senin gibi anlaşılmaz, örtülü diye.
Hüzün giyen bir kadının hüzünlerini soyduğun geceyi hayal ediyorum. Sonra içim kan doluyor. Göğsümü yokluyorum, terk edilmiş bir kuş yuvası buluyorum. Hiçbir kuşa hibe edilemeyecek bir anıt. Hayalinle dolu, benim kutsalım.
Bir şiir yazayım dedim, okumama ihtimalin düştü içime kurt gibi. Yıldızlarımı kaybettim o an. Hatırladım şiirlerden kovulduğum gün yerlere serdiğim haritaları. Kendi coğrafyamı sana bırakıp, sağanak bir kahve kokusuyla yol aldığımı.
Ben baharın rengini, dudak izlerinin değdiği gün yitirdim. Bakışlarını kadeh kadeh içemeyeceğimi anladığım gün. Kalkan o son vapurla gittim. Giderken bir avuç denizinden alıp, kıyısız aşkımı bıraktım sana.
Bir şiir yazmak istedim, sırtıma çizdiğin uzun yollar geldi aklıma, o yittiğimiz yollar. Farkına vardım, adresi ölmüştü şiirlerimin. Şimdi ayaza bırakıyorum şiiri. Tenine değilmiş kırmızıya bırakıyorum. Okudukça onları, ay ışığını közleyeceğim geceler boyu. Okudukça onları, limansız denizsiz kentlerde sana özlemler yüzdüreceğim. Dünlerin bağını çözeceğim bugünlere, işleyeceksin ciğerlerime bir tütsü gibi.
Yorgun, puslu bir gecede kirli bir öpüşle susar belki sözlerin. Dudaklarından sıyrılır belki doğru niyetine bana söylediğin yalanlar. Gözbebeklerinde sahte bir dolunay ile unutursun bir zamanlar sınırsızlığın söz verdiği halini. Kızmam.
Çünkü biliyorum tetikte hep unutmak. O zaman vuracak yüreğimdeki yel değirmenini sustalı bir unutmak. Sadece biraz ölürüm, hepsi bu.
Bir gün, aklına geldiğim bir gün… Dön dolaş oku bu mektubu. Her harfine defalarca kez değsin uzağıma düşen gözlerin. Böylece hafifler belki o günlüğüne, içime üflediğin güz.
Hüzün giyen bir kadının hüzünlerini soyduğun geceyi hayal ediyorum. Sonra içim kan doluyor. Göğsümü yokluyorum, terk edilmiş bir kuş yuvası buluyorum. Hiçbir kuşa hibe edilemeyecek bir anıt. Hayalinle dolu, benim kutsalım.
Bir şiir yazayım dedim, okumama ihtimalin düştü içime kurt gibi. Yıldızlarımı kaybettim o an. Hatırladım şiirlerden kovulduğum gün yerlere serdiğim haritaları. Kendi coğrafyamı sana bırakıp, sağanak bir kahve kokusuyla yol aldığımı.
Ben baharın rengini, dudak izlerinin değdiği gün yitirdim. Bakışlarını kadeh kadeh içemeyeceğimi anladığım gün. Kalkan o son vapurla gittim. Giderken bir avuç denizinden alıp, kıyısız aşkımı bıraktım sana.
Bir şiir yazmak istedim, sırtıma çizdiğin uzun yollar geldi aklıma, o yittiğimiz yollar. Farkına vardım, adresi ölmüştü şiirlerimin. Şimdi ayaza bırakıyorum şiiri. Tenine değilmiş kırmızıya bırakıyorum. Okudukça onları, ay ışığını közleyeceğim geceler boyu. Okudukça onları, limansız denizsiz kentlerde sana özlemler yüzdüreceğim. Dünlerin bağını çözeceğim bugünlere, işleyeceksin ciğerlerime bir tütsü gibi.
Yorgun, puslu bir gecede kirli bir öpüşle susar belki sözlerin. Dudaklarından sıyrılır belki doğru niyetine bana söylediğin yalanlar. Gözbebeklerinde sahte bir dolunay ile unutursun bir zamanlar sınırsızlığın söz verdiği halini. Kızmam.
Çünkü biliyorum tetikte hep unutmak. O zaman vuracak yüreğimdeki yel değirmenini sustalı bir unutmak. Sadece biraz ölürüm, hepsi bu.
Bir gün, aklına geldiğim bir gün… Dön dolaş oku bu mektubu. Her harfine defalarca kez değsin uzağıma düşen gözlerin. Böylece hafifler belki o günlüğüne, içime üflediğin güz.
Kaynak: Rüya’ya paylaşımı için teşekkürler.
Yorum bırakın