Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for Aralık 2009

” Bil bakalım ben kimim? ”

” Salaklık etme de beni çıldırtma. Bu oyunu sen yanlış biliyorsun. O oyun arkama geçip gözlerimi kapatırsan öyle oynanır ancak.”

” Ne yapayım, boyum yetmedi öylesine, ben de böyle yapayım dedim.”

*********************

Bu fotoğrafa iki türlü diyalog yazılır diye düşündüm.:))))

İşte ikincisi:

” Canımmmmmm haydi sen de bana sarıllll. Ne bekliyorsun? ”

” Heh  heeehhh heee… Sarılacağım sarılmasına da benim kollarım uzun. Sana sarılıyorum derken yine kendime dolanıyor sonra patilerim.”

Kaynak: Fotoğrafı gönderen Atilla Merih Aytaç’a teşekkürlerimle. Tabii Atilla Abi bu fotoğrafı ve devamındaki fotoğrafları gülmem için göndermişti. Bu amaçla kullanacağımı tahmin etmemiştir.:))) Fotoğrafların devamı ve diyalogları; yeni yılda huzurlarınızda….

Read Full Post »

Zaman, yok artık çıkarttım kolumdan saatimi

merak etmiyorum gelecek olan saatleri

ne gelirse başa, o yaşanacak çünkü

beklentim de yok ayrıca kimseden ve de andan

zaman, yok artık çıkarttım beynimden tik takları

(daha…)

Read Full Post »

 
Her yıl biterken, yeni yıl gelirken birçok söz yazılır, çizilir, söylenir, arkadaşlar arasında, dostlar arasında gönderilir.
 
Geçen yıla küsmek, onun yaşattıklarına gücenmek… Yeni gelen yılla birlikte yeni kararlar almak…. 
 
Alınan yeni kararlar, uygulamaya konulmuyor bile çoğu zaman.
 
Ben de bu yıl için yeni bir yazı hazırlamayı düşünmüyorum. Nasılsa; alınan bazı kararlar uygulanmayacak…. Nasılsa; affedilmeye değer olmayan kişilerin yaptıkları unutulacak…. Nasılsa; yeni gelen yıl yine bize istediğini yaşatacak… Nasılsa; her gelen yılda sevdiklerimizi öte dünyaya yolcu edeceğiz ve bizler, onları çok özleyeceğiz…. Nasılsa; kimse kimsenin hayatının yerine yaşamayacak… Nasılsa; kimse kimsenin yerine yeni kararlar almayacak/ alamayacak…

Read Full Post »

 
 
3. Bin Yıla Giriş!

 

16. 17. 18. Aralık,
Havalarda uçuyorum.
19. 20. 21. 22 Aralık,
Yerlerde sürünüyorum.

23. 24. Aralık,…
Hiçbir yerde yokum.

Ama istemiyorsam bir selamını…
Tamam be! Geberdim yahu!

Pişman olma,
Konuşma hakkı da yok mu

Millenium senin olsun,
20. yüzyıl yetti bana!

 
Yavuz Yağcı  

Read Full Post »

Reklam
Reklam
 
Reklam
Reklam
Reklam
Şopengazi Barınağı Sahiplendirme Takibi İçin Gönüllü İhtiyacı ! PDF Yazdır e-Posta

Sevgili Arkadaşlar,
Sahiplenmek için çok aranıyorum. Arayanlara benim olduğum günler gelmelerini söylüyorum. Bilhassa kaniş cinsi köpeciklerin bir daha terk edilmelerini istemediğim için sahiplendirmede çok seçici oluyorum. İznim olmadıkça kimseye sahiplendirme yaptırtmıyorum.
Kafes dışında yaşıyan köpecikler özgür yaşadıkları için  sahiplenmeye ihtiyacı yok… Daha çok kafes içinden sahiplendirme yapıyorum.
Sahiplenmek için gelenlerde çeşitli insanlar ile karşılaşıyoruz. İçimin aldığı insanlara form doldurup hemen sahiplendirme yapıyorum. Ancak yinede tembihliyorum; “atmayın geri getirin diye… Biz kontrole geliyoruz yoksa ceza yersiniz” diyorum. (daha…)

Read Full Post »

Read Full Post »

ÖNEMLİ !!!

Read Full Post »

”Beni anlamadın ya ben ona yanıyorum” diyordu Kayahan bir zamanlar.
 
Erkeklere hep kızıyoruz; biz kadınları anlamadıkları için… Ya da ” kadınlar ne ister” diye sorup da cevabı bilmedikleri için….
 
Gerçekten de bilmiyorlar mı acaba erkekler, bu sorunun cevabını? Yoksa bilmezden mi geliyorlar? İşlerine gelmiyordur  çoğu erkeğin… Kadınlar ne ister diye düşünmek onları yorar çünkü. Ve çoğu erkek kendilerini yoran kadınlardan uzak durur…
 
Kadınlar tarafından beğenilmek, arzulanmak, aranmak hoşlarına gitmiyor mu onların?
 
Elbette gidiyor hem de nasıl? Birçok kadın tarafından beğenilmek, kadınlardan telefon almak…. Onları çok mutlu eden şeyler. Vazgeçilmez olduklarını bilmek…. Çok sevilmek…. Hem de ölesiye sevilmek kadınlar tarafından….
Bunu kim istemez? Erkekler de işte bunları ister.

Read Full Post »

Hoşgörü bu olsa gerek.

” yaaaaa kızım ya şimdi uyanır da laf ederse…”

” yook bir şey demez….ben geçen gün sırtından büyük bir yük kaldırmışım, bana dedi ki; seni ölene dek sırtımda taşısam da hakkını ödeyemem.”

Read Full Post »

İki kurbağa dolaşırken kendilerini krema dolu bir kabın içerisinde bulurlar. Kremanın içine batan kurbağalar can havli ile çırpınmaya başlarlar. Fakat nafile çırpındıkça batarlar kremaya. İçlerinden biri artık kurtulamayacağı düşüncesi ile kendini bırakır ve krema içinde boğulur.

(daha…)

Read Full Post »

Older Posts »