Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for Nisan 2012

Dostluk ayrı, candostluk ayrı. Candan yani. Aranızda ne geçerse geçsin, kopmayan bağlar gibi hani.

 Uzakmış yakınmış sorun değil. Mesafeler önemli değil.
 
Senin canın yandığında onun da yanıyorsa, ağzından sözcükler henüz çıkmadan cümleni tamamlıyorsa ve yüreğinden geçeni anında biliyorsa…. İşte o kişi candostundur.
 
Eleştirileri gönlünü yaralamaz. Nasihatları kılavuzun olur bir anda. Işık olup aydınlatır tüm karanlık yollarını… İşte candostluk budur.

(daha…)

Read Full Post »

Uzaktan
Sadece harflerse tınımız
Kelimelerse hep sözümüz
Dizlerindeki başımdır
Sana yazdığım şiirler.
Bunu böyle bil.

(daha…)

Read Full Post »

Herkesin bir derdi var; Her derdin bir acısı.. Acılarım katlanılmaz değil ama , bir de tuz basanı var..

Bin sene de okusam, Ne biliyorsun diye sorsalar bana haddimi bilirim derim.

 Seni Seveni Zehir Olsa da Yut , Seni Sevmeyeni Bal Olsa da Unut..!

Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur.

(daha…)

Read Full Post »

Read Full Post »

Read Full Post »

This kitten is amazing. The dog is amazing!!.  
Wait till you see the cat coming down the hall 

  http://sorisomail.com/partilha/188658.html

 

Kaynak: Paylaşım için değerli ağabeyim Atilla Merih AYTAÇ’a çok teşekkür ederim. (İnsanlar arasında şiddetli geçimsizlik olurken, diğer canlılar anlaşmanın, sevmenin, hoşgörünün tadını çıkartıyorlar.)

Read Full Post »

Önce küçük pıtırcıklar şeklinde dünyaya merhaba dediler daha sonra çiçeklendiler her biri değişik renkte. Bir başka gün gittiğimizde çiçeklerin meyveye durduğunu gördük. Çok sevindik.

İşte bahar, yapmıştı yine yapacağını. Muhteşem gelişini gözlerimizin önüne sermişti adeta.

Bahçemizdeki her bir ağaç, her bir bitki bize mutluluk veriyor. Zeytin ağaçları çiçeklenmiş, badem bir iki meyvesini vermiş, şeftaliler hazırlanmış sıralarını bekliyorlarmış, armutlar küçük küçük baş vermiş….

Resim gibi… Doğum gibi…

(daha…)

Read Full Post »

Read Full Post »

W. E. Gladstone ve S. Ullman’ın şiirlerinden bölümler içeren
“Yaşlandıkça Gençleşebilmek” başlıklı kısacık metni

 

 
“Gençlik bir hayat devresi değil, bir akıl halidir.
Yıllar cildi buruşturabilir, ancak heyecanların bitişiyle ruh buruşur.
İnsan kendine olan güveni kadar genç,
Kuşkusu kadar yaşlı,
Cesareti kadar genç,
Korkuları kadar yaşlı,
Umudu kadar genç,
Bezginliği kadar yaşlıdır.
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz.
İnsanları yaşlandıran, ideallerinin bitmesidir.
Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni
şeyler keşfettikçe, herkes gençtir.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar,
Halbuki yaşamadıkça yaşlanırlar.
İnsan, yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır.”

Kaynak: Paylaşım için Atilla Merih AYTAÇ’a teşekkür ederim.

Read Full Post »

Beslenme ile prostat hastalıklarını nasıl önleyebilirsiniz?
 
Prostat hastalıkları
 
Prostat hastalıkları erkeklerin önemli sorunlarının başında geliyor. Erişkin erkeklerin yaklaşık %50’sinde prostat büyümesi ya da kanseri var. Otuzlu yaşlarda bu oran %5-10 iken 80 yaşın üzerinde %90’ı geçiyor. Bültenimizin bu sayısında editörümüz Prof. Dr. Ahmet Aydın sorularımıza cevap vererek beslenme ile prostat hastalıklarının nasıl önlenebileceğini anlatıyor.

 
Prostat hastalıkları erkeklerin önemli sorunlarının başında geliyor. Bize bunlardan biraz bahseder misiniz?

 Evet, prostat hastalıkları gerçekten de çok rastlanılan hastalıkların başında geliyor. Erişkin erkeklerin yaklaşık %50’sinde prostat sorunu var. Otuzlu yaşlarda bu oran %5-10 iken 80 yaşın üzerinde %90’ı geçiyor.
Prostat, üriner sistem’in son kısmına yakın bölümde mesane (idrar kesesi) ve üretra (dış idrar kanalı) arasına yerleşmiş kestane şeklinde ve büyüklüğünde bir organ; ana fonksiyonu sperm canlılığını ve hareketini artırıcı bazı salgılar üretmek.
En çok görülen prostat sorununa selim prostat hiperplazisi (SPH); prostat hipertrofisi ya da prostat büyümesi de deniyor. Hiperplazi hücre sayısının artması demek. Yani bu hastalıkta prostat bezi büyüyor ve mesane çıkışındaki idrar yolunu (üretra) daraltıyor.
İkinci önemli prostat sorunu ise kanser. Prostat kanseri erkekte en çok görülen kanser çeşidi. Genellikle 60 yaşın üzerinde görülüyor, ama son yıllarda daha erken yaşta görülenlerin sayısında bir artış var.

 Prostat büyümesi
Peki, prostat bezi niçin büyüyor?

Yaşlandıkça erkeklik hormonu testosteron azalıyor. Fakat azalmış bile olsa testosteron prostatta yoğunlaşıyor ve dehidrotestosterona dönüşüyor (1); bu en aktif testosteron. Bu dönüşümü sağlayan enzimin adı 5-alfa redüktaz. SPH’de bu enzimin aktivitesi de artıyor ve bu yüzden dehidrotestosteron da artıyor. Zaten 5-alfa redüktaz aktivitesini azaltan ilaçlar ile prostat büyümesi de kontrol altına alınabiliyor (2). Bu arada şunu da söyleyeyim, erkek tipi saç dökülmesinin de temel nedeni dehidrotestosteron artışı.
Testosteron azalması östrojen, progesteron, prolaktin, lüteinizan hormon (LH), FSH (folikül uyarıcı hormon) ve dehidrotestosteronda (DHT) artışa yol açıyor. DHT artışı olunca prostat hücrelerinin sayısı artıyor ve prostat bezi büyüyor. Eğer DHT artmamışsa prostat bezi büyümüyor (3,4).

(daha…)

Read Full Post »

Older Posts »