Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Posts Tagged ‘hayat’

“Yorgunluğunuz, durgunluğunuz, bitkinlik, halsizlik ve isteksizliğinizin, uyku bölünmeleri, çarpıntılar yürek sıkışmalarınızın, sırt-bel-boyun- göğüs ağrılarının, kaşıntı ve egzamalarınızın kaynağını ruhsal elektriğinizdeki kontak atmalarında aramalısınız.”

Vücudunuz yetenekli bir enerji dönüşüm merkezidir. Taşıdığınız trilyonlarca hücre, besinlerle aldığınız gücü enerjiye çevirebilen organcıklarla donatılmıştır. Yiyecek ve içeceklerle aldığınız gücü kullanılabilir enerjiye çeviren süreçler, müthiş bir düzen içinde tıkır tıkır işler. Bu süreçleri etkileyen pek çok faktör var. Yaşınız, cinsiyetiniz, hormonal metabolik yetenekleriniz, genetik mirasınız ve kişisel sağlık hikayeniz bunlardan bazılarıdır.

HAYAT bir enerjidir. İhtiyacı olan enerjiyi beden ve ruhun o müthiş işbirliğinden alır.

Yürümek, koşmak, konuşmak, duymak, uyumak, gülmek, kızmak, yazmak gibi hayata ilişkin pek çok şey bu enerjiyi kullanır.

Ne vücudunuzun bol bol enerji üretmesi, ne de kalorileri yüklenmesi kendinizi canlı ve güçlü hissetmenize yetmez. ‘Enerji’ ve ‘canlılık hissi’ arasındaki ilişkiyi sadece kaloriler belirlemez.

Canlılık hissinde, biraz ruh sağlığının ve biraz da duygusallığın yeri olması gerekir.

(daha…)

Read Full Post »

Yaşamak güzeldir anlaşılmasam da…

Tandığım birçok kişi ve değer verdiğim kişilerden birinin üzerine basarak söylediği bir şey vardır benim için; ” sen bu dünyaya fazlasın!”

Derin anlamı olan bir söylemdir bu, anlayana.

Karşımdaki kırılmasın diye çok çabalarım. İçimden geçeni allayıp pullayıp, başka şekle sokup söylemem. Kıvırmam. Yan çizmem. Sevdim mi canımı verebilirim, sevmediğimde de bunu açıkça söylerim.

İnsanları tartar denerim sağlam mıdırlar diye. Sağlam olanlarıyla bugün halen yolumuza devam ediyoruz. Çürük ve karakterlerinde sorun olanlarıyla ise zamanımı öldürmem. Zamanım da sevgim de kıymetlidir benim.

Yaşamayı çok severim başıma her ne gelirse gelsin…

(daha…)

Read Full Post »

 

Kum saatinin her çevrilişinde geçen zaman tekrar elde edilir; bir el hareketi yeterlidir bunun için. Ama biriken kumlar ne kadar sıklıkla akıtılırsa zaman o oranda hızlı geçer. Kum saatlerinde akan kum taneleri her defasında sürtünerek birbirlerinin yüzeylerini parlatır, sonunda bir kaptan ötekine neredeyse birbirine hiç sürtünmeden geçer ve her defasında saatin boynunu da bir parça genişletirler. Kum saati ne kadar eskiyse, kum o kadar hızlı akar. Böylece kum saati, fark edilmese de her defasında belli bir zaman aralığını daha kısa ölçer. Bu ölçüm hatası, içinde bir metafor barındırmaktadır: “İnsanlarda da böyledir, sonraki yıllar gittikçe daha hızlı akar, ta ki ölçüm kabı dolana kadar. İnsanın içi de zamanla izlenimlerle doldukça dolar.”

Günlük ritimler bir kişiyi tam bir sabah veya gece insanı haline getirebilir. Sabah insanlarında vücut sıcaklığı sabahın erken saatlerinde yükselmeye başlar, öğleden sonra dört civarı zirveye ulaşır, sonra düşmeye başlar. Sabah insanlarının vücut saatleri gece insanlarının vücut saatlerinden ileridir, onların vücut sıcaklıkları düşerken gece insanları akşam karanlığı çöktükten sonra hala faal ve zindedir ve vücut sıcaklıkları daha geç saatlerde zirveye ulaşır. Yaşlandıkça biyolojik saatimiz sabaha kayar ve sabah insanlarıyla gece temposunun yavaşlamasıyla kol kola gider –zaman zaman tren istasyonlarıyla postanelerde gençlere, yaşlı emeklilere keşke ayrı yerler verilse dedirten durumlara yol açabilen bir şeydir bu.

(daha…)

Read Full Post »

Aynaya baktığım zaman, kendi yüzümü görebiliyorum. Maskem yok, kimseye ikiyüzlü davranmayacak kadar ruhuma sadık olduğumu da biliyorum.

Bütün fotoğraflarımda gülerek poz veriyorum. Ruhum da neşeli. Giydiğimi yakıştırıyorum üzerime. Rahmetle ve sevgiyle andığım ölülerim de var, başım sıkıştığı zaman beni bağrına basacak dostlarım da. Bazı sorularımın cevabını veremesem de, olacak o kadar.

Düşünüyorum da… Varsın bazı şeyler eksik olsun hayatımda. Emir ve komuta bende. “Eller yukarı hayat! Ben seni sevdiğim kadar yaşıyorum. Yaşadığım kadar seviyorum….:))

Kaynak: Rüya’ya paylaşımı için teşekkür ederim.

 

Read Full Post »

Dr. Mehmet Öz, 4 Temmuz Çarşamba akşamı bir yemekte basın mensupları ile  bir araya geldi. Ve harika tavsiyelerde bulundu.

 

1- Sabah esnemesi : Esneme hareketleri yapmanın kalp krizi riskini azaltma, stresi hafifletme  ve kan dolaşımına yardımcı olması gibi birçok faydası vardır.

2- Sabah kahvaltısı : Kahvaltının günün en önemli öğünü olduğunu herkes duymuştur ve bu doğrudur. Kahvaltıyı öğün olarak atlamanın birçok negatif sonucu vardır.

3- Geç kalmamak : Bir yere geç kalmak hayatınıza önemli derecede stres ekler. Kronik  enflamasyona ve yüksek tansiyona sebep olabilir. Yıllar geçtikçe kalp  kaslarınız kalınlaşabilir, bu da yaşınız ilerledikçe bir çok sağlık problemine sebep olur .

(daha…)

Read Full Post »

Read Full Post »

Bugün ameliyatımın üzerinden yirmibir gün geçti. Geçen pazar günü köyüme geldim. Buraya bayılıyorum.

Her sabah erken kalkmak, horoz seslerini duymak, ovada otlayan koyun, kuzu ve keçileri görmek, tarlada çalışan komşularımızı görmek bana yaşam mutluluğu veriyor.

Şekerim ve diğer tüm değerlerim gayet normal seyrediyor. Köyün havası gerçekten de mükemmel.

Burada trafik yok, gürültü yok, kuş sesleri var. Saksağan, baykuş, şahin, serçe, kırlangıç, martı…

Artık kotumu giyebiliyorum. Bu da sevindirici bir haber benim için. Ayaklarımı toplayıp oturabiliyorum. Bunlar kimine göre çok komik ve belki de : ” ne var bunda canım, biz de oturabiliyoruz ve kot giyebiliyoruz” denilip benim bu yaptığım küçümsense de inanın sevgili dostlar damdan düşenin halinden damdan düşen anlar ancak. :))))

(daha…)

Read Full Post »

Read Full Post »

W. E. Gladstone ve S. Ullman’ın şiirlerinden bölümler içeren
“Yaşlandıkça Gençleşebilmek” başlıklı kısacık metni

 

 
“Gençlik bir hayat devresi değil, bir akıl halidir.
Yıllar cildi buruşturabilir, ancak heyecanların bitişiyle ruh buruşur.
İnsan kendine olan güveni kadar genç,
Kuşkusu kadar yaşlı,
Cesareti kadar genç,
Korkuları kadar yaşlı,
Umudu kadar genç,
Bezginliği kadar yaşlıdır.
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz.
İnsanları yaşlandıran, ideallerinin bitmesidir.
Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni
şeyler keşfettikçe, herkes gençtir.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar,
Halbuki yaşamadıkça yaşlanırlar.
İnsan, yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır.”

Kaynak: Paylaşım için Atilla Merih AYTAÇ’a teşekkür ederim.

Read Full Post »

Söz bitsin, biz devam edelim
Sessiz kalalım yine, uzlaşalım
Güz bitsin, biz bayram edelim
Susuz kalalım yine, aç kalalım

Ayrılıklar değişmez,
Bütün aşklar aynıdır
Hayat herkese hem iyi,
Hem de kötü davranır

Oluruna bırak, her neyse geçer
Hayata zulmedip üzülmeye mi değer
Oluruna bırak, her neyse geçer
Gün doğsun hele bi, üzülmeye mi değer

Ayrılıklar değişmez bütün aşklar aynıdır. Hayat herkese hem iyi hem de kötü davranır. Oluruna bırak her neyse geçer. Hayata zulmedip üzülmeye mi değer. Oluruna bırak, her neyse geçer. Gün doğsun hele bi, üzülmeye mi değer….
 
Hiçbir şey değişmez. Hele ayrılıklar. Bitti mi biter. Oluruna bırakmak gerekir her şeyi. Güne bu düşünceyle başlıyorum çoktandır. Her işim için geçerli bu duruşum. Gerek iş, gerekse gündelik hayatta karşıma çıkacak olayları böyle beklerim. Ne kaybım olabilir ki böyle yapınca. Ruh sağlığıma da iyi gelir oluruna bırakışlarım. Çünkü beni daraltmaz artık böyle düşündüğümde, oluruna bıraktığımda yolunda gitmeyen işler.

(daha…)

Read Full Post »

Older Posts »