Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for the ‘TARİHTE GEZİNTİLER’ Category

ŞAHİN BEY sesli slaytı (Tarihimizde İz Bırakanlar)
Şahin Bey
 
Antepli Şahin Bey de İstiklâl Harbinin aziz şehitlerindendir.
Tek başına düşmana meydan okumuş, “Düşman arabaları cesedimi çiğnemeden Antep’e giremez.” demiştir.
 Bu kahramanın hayatı, fedakarlıklarla doludur ve yeni nesil için ibret levhasıdır….
 
Paylaşım: slaytyerim

Read Full Post »

Kaynak: Focus dergisi ( 2005 )  ve Gazi GÜDER’ e paylaşımları için çok teşekkür ederim.

Read Full Post »

Kaynak: Focus Aralık 2005 sayısı. Paylaşımı için Gazi GÜDER’ e çok teşekkür ederim.

Read Full Post »

KurtulusSavasimizinKadinKahramanlari.M.A. ( Lütfen yandaki linki tıklayınız.)

Read Full Post »

 

 

Pearl Harbour’u bilirsiniz herhalde.. Bilmeyenlere de geçen yıllarda filmi öğretti. Japon uçakları amerikan donanmasını bir sabah ansızın bastılar ve tam 96 zırhlıyı batırdılar…

Solace savaş boyu Amerikalı annelerin üzüntüsünü azalttı.
Tam 25 bin genci ölümden kurtardı, Amerika’ya taşıdı… Ülke limanlarına her gelişinde, umutla umutsuzluk karmaşasındaki kafaları ile anneler iskeleye koştular…
“Benim oğlum da geldi mi?..”
Savaş sonrası hayatlarını Solace sayesinde kurtaran gençler bir dernek kurar ve bir madalya yaparlar… Üzerinde Solace’nin kabartması olan bir madalya…. Ve bunu gururla takarlar…

Devlet rahatsız olur…

İkinci Dünya Savaşı’ndan böyle savaş karşıtı bir sonuç çıkar mı?..

Solace gemisini yok etmeye karar verirler…

Gemi sapasağlam… Pırıl pırıl… Jilet olur mu?..

Savaş sonrası yere serilmiş ekonomi her dolara muhtaç… Uzak bir ülkeye satarlar.. Makyajını değiştirip bambaşka bir amaçla kullanması için…

O uzak  ülke Türkiye…

Yok yahu!..

O gemi, ünlü “Ankara”!..

Hastane gemisinden transfer  Gezi Gemisi Ankara…

Vay canına!..

Türkiye, bugün Amerikalılar için belki de hac yeri olacak, Gelibolu’nun Anzaklar’ı çektiği gibi bir turizm anıtına dönüşebicek Solace’nin kıymetini bilmez..

Şefik Kaptan’la yaptığı Avrupa seferleri dillere destan olan Ankara gemisi sonunda ihtiyarlar ve jilet yapılmak üzere hurdacılara teslim edilir….

1980’li yılların başında Ankara gemisi , İzmir’de sökülürken, yılların söktüğü bir eski anıt da İstanbul’da dikilmektedir.

Haliç Tersanesi’ndeki Çorlulu Ali Paşa Camisi’nin şadırvanı…

Restorasyon gelir çatıda takılır…

Çatıkurşun…

Kıtlık yılları..

Kurşun yok…

Etibank dahi geri çevirir…

“Kurşun yok…”

Şadırvan çatısız kalacak…

Dört bir yana duyururlar..

“Kimde kurşun varsa…”

 
Aliağa’da Ankara’yı söken hurdacılardan haber gelir…

“Gelin bizde var,alın…”

Bre aman…
Gemide kurşun olmaz… Ankara gemisinde  niye olsun… Çaresizler ya… Gider bakarlar…

Gerçekten Ankara’nın sayısız kamaralarından biri, tamamen kurşunla kaplı…

Niye?… Çünkü burası Solace’nin röntgen odası… Radyasyonun dışarı sızmaması lazım…

Şimdi yolunuz Haliç’e düşerse, Çorlulu Ali Pasa şadırvanından bir tas su içerseniz, ya da yüzünüze iki avuç su atarsanız serinlemek için, unutmayın…

Çatısına da bakın… Orada, ikinci Dünya Harbi’nde, Pearl Harbour’da Japonlar’ın batırmadığı tek gemiden bugüne kalan son izleri göreceksiniz. .. 

Kaynak: Atilla Merih Aytaç’a paylaşımı için teşekkür ederim.

Oysa Hawaii’deki bu limanda, 97 donanma gemisi vardı..

Birine dokunmadılar. .

Niye?…

Çünkü o geminin tepeden bakılınca bembeyaz görünen güvertesinde bir kızıl haç vardı… O hastane gemisi idi… Bombalar ve kamikazelerle dalan Japon uçakları hastane gemisine dokunmadılar. Çünkü o gemi orada, öldürmek değil, yaşatmak için demirliydi..

Adi Solace…

Türkçesi: Teselli… Üzüntü azaltan…

(daha…)

Read Full Post »

Kaynak: Paylaşım için Gazi Güder’ e teşekkür ederim.

Read Full Post »

Kimisinin boynunda idam fermanı vardı? kimisinin ayağı çıplaktı. Kimisi yorganı bebesinin değil top mermilerinin üzerine örtmüştü, kimisi son nefesinde “Ölene kadar cepheyi tutun” emri vermişti. Anadolu’nun bahtı  Onlar,

(daha…)

Read Full Post »

 

İşgalcilerden İnsanlık dışı, askerlik dışı bu kadar baskı gören Anadolu çocuğu, yine efendiliğini bozmamış, bir “Çılgın Türk” olarak onurlu davranmayı elden bırakmamıştı.

Halide Edip, Ruşen Eşref Onaydın ve Binbaşı Kemal, Adala’ya (Manisa’da bir ilçe) yetişmeye çalışıyorlardı. Altı ayda bile geçilemez denilen Yunan hatları yarılmıştı. 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Savaşı kazanılmış, Yunan ordusunun büyük bölümü imha edilmiş, başta Trikopis, çok sayıda komutan, subay ve asker esir alınmıştı. Binbaşı Kemal şoföre bağırdı:

“Dur!”

(daha…)

Read Full Post »

20. yüzyıla girerken Fransa’nın en etkili gazetelerinden “Le Temps”in ünlü bir çalışanı vardı: Georges Gaulis. 1896’da eşi Berthe ile birlikte İstanbul’a gelmişti. Osmanlı İmparatorluğu konusunda en iyi, en tarafsız haberleri yapan gazeteci olarak tanınıyordu.

1912’deki Balkan Savaşı’nı da izleyen Gaulis, yakalandığı hastalıktan kurtulamayıp öldü ve Feriköy’deki Katolik Mezarlığı’na gömüldü. Nöbeti, Türk dostlarının Berta diye çağırdıkları, karısı Berthe devraldı.

(daha…)

Read Full Post »

Cepheyi tuttular değil mi?

Kurtuluş Savaşı’nın kırılma noktalarından biri, Kütahya-Eskişehir muharebeleriydi. 14 Temmuz 1921 günü Yunanlılar 180 top ve 40.000 kişiyle yüklendiler Türk hatlarına. Karşı koymaya çalışan kuvvet ise, 113 top ve parça parça cepheye ulaştırılmaya çalışılan 30.000 askerdi. Türk ordusu zamanla yarışıyordu. Her iki ordu da kazanmak için tüm gücüyle savaşıyordu. Süngü hücumları arka arkaya tazeleniyordu. Öyle ki, bir tepe bir saat içinde tam 11 kez el değiştirmişti.

4. Tümen komutanı Yarbay Nazım, başta Mustafa Kemal olmak üzere hem tüm komutanların, hem de emrindeki askerlerin gözbebeğiydi. Mehmetçik, onun bir emriyle gözünü bile kırpmadan çıkıyordu siperlerden. 4. Tümen, Yunanlıları durdurmak için en güvenilen birlikti ve komutanlar Yarbay Nazım’dan çok şey bekliyorlardı.

 15 Temmuz sabahı gün doğarken, Yarbay Nazım ve karargâh subayları atlanıp Yumurçal mevzilerini denetlemeye çıktılar. Az ileride bir tepe vardı ve tepede Türk ordusundan kimse yoktu. Yunanlılar bu tepeyi ele geçirirlerse cephenin yarılması kaçınılmazdı. At inildi, komutan ve karargâhı tepeye doğru yürürken Yarbay Nazım, süvari takım komutanına emir veriyordu:

(daha…)

Read Full Post »

Older Posts »