” Ya neden aramadı acaba? ”
” Oysa ayrılırken ne de güzel ayrılmıştık.”
” Bir şeye mi bozuldu ki?”
” Keşke arasa….”
” Onu çok özledimmmmmmm. Gece gözlüm benim. Gemilere bin gelllllll, yine gidersinnnnn.”
” Aaaaaaa bu Kayahan Abi’nin şarkısı değil miydi ya hu?”
” Kafayı yediğimin resmidir. Artık kendi kendime de konuşmaya başladığıma göre…”
” Rüyamda bile onu görüyorummm. Ahhhhh bir arasa ne olur? ”
Not: Gündelik hayatta da böyle değil midir bazan? Çok sevilen, araması istenilen kişi düşünülür daima. Ama o telefon bir türlü gelmez kimi zaman. Kalkıp aramak her iki tarafın da aklına gelmez mi acaba? Ya da gurur mudur onları aramaktan alıkoyan?
Siz ne dersiniz bilmem ama, ben beklemekten yana değilim böylesi durumlarda. Aramak istersem; ararım. Konuşmak istersem; konuşurum. Özlediysem; söylerim… Hayat çok kısa… Hem de ne kadar kısalıkta olduğunu bilemeyeceğimiz kadar üstelik.
Bizim kedilerin maceraları devam edecek. Takip etmeye devam edin. Bizlere daha neler anlatacaklar… Aslında çoğumuzun yaptığı ama asla farkına varmadığı ya da kabullenmediği gerçekler bunlar…